TELEFONDA SİPARİŞ VER
05322892212
Tıklayın, telefonunuzu bırakın. Sizi arayalım.
Güleç Manqala, tarihi Türk zeka ve strateji oyunudur. İki kişi ile oynanan bu oyun, oyuncuların dikkat, strateji geliştirme ve planlama becerilerini artırır.
Hazırlık: Oyun tahtasında bulunan 12 küçük kuyuya her biri 4 adet taş konur. Her oyuncunun önündeki 6 kuyu, o oyuncunun bölgesidir. Karşısında bulunan 6 kuyu ise rakibinin bölgesidir.
Başlangıç: Oyuncular, kura ile oyuna başlar. Sırası gelen oyuncu, kendi bölgesindeki haznelerden birini seçer ve içindeki taşları alır. Bir adet taşı aldığı kuyuya bırakıp, saatin tersi yönünde her bir kuyuya birer adet taş bırakarak elindeki taşlar bitene kadar dağıtır.
Oyun Kuralları:
Kazanan: Kuyulardaki taşlar sayılır ve en çok taşı toplayan oyuncu seti kazanır. Oyun tercihe göre 3 veya 5 set olarak oynanır. En fazla seti kazanan oyunu kazanır.
Güleç Manqala, hem eğitici hem de eğlenceli bir oyundur. Tarihi kökenleri ve stratejik yapısıyla çocukların ve yetişkinlerin ilgisini çeker ve keyifli vakit geçirmelerini sağlar.
Hikaye:Güleç Manqala ile Strateji ve Eğlence Dolu Bir Gün
Bir gün, köyün meydanında büyük bir buluşma düzenlenmişti. Köyün çocukları, yaşlıların hikayelerini dinlemeye ve eski zaman oyunlarını öğrenmeye gelmişti. Bu özel günün en heyecan verici kısmı, köyün en bilge insanı olan Ahmet dede'nin “Güleç Manqala” oyununu anlatacak olmasıydı.
Ahmet dede, köyün meydanında büyük bir taş tahtayı ortaya koydu. Tahtanın üzerinde, 12 küçük kuyu ve iki büyük hazine yer alıyordu. Çocukların gözleri parlıyordu. “Bu,” dedi Ahmet dede, “tarihi bir Türk zeka oyunudur. İki kişi ile oynanır ve size dikkat, strateji ve problem çözme becerilerini öğretir.”
Bir grup çocuk, merakla Ahmet dede'yi dinlerken, başka bir çocuk olan Ali ve Emre, oyunun nasıl oynandığını anlamaya çalışıyordu. Ahmet dede, “Öncelikle her bir kuyuya dört taş koyuyoruz,” dedi ve taşları dikkatlice yerleştirdi. “Oyun başladığında, taşları kendi bölgenizdeki haznelerden seçip saatin tersi yönünde dağıtıyorsunuz. Son taşınızı kendi hazinenize denk getirirseniz, tekrar oynama hakkı kazanırsınız.”
Ali ve Emre, oyunun kurallarını öğrenirken, Ahmet dede'nin anlattığı oyun kuralları onları daha da heyecanlandırdı. Emre, “Eğer son taşım rakibin kuyularından birine gelirse ve bu taşla kuyudaki taş sayısı çift olursa, ne yapıyorum?” diye sordu. Nene Hatun, “Harika bir soru! O zaman o haznedeki taşları alırsın ve oyun sırası rakibe geçer,” diye cevapladı.
Ali, oyunun nasıl kazandığını anlamak istedi. Ahmet dede, “Eğer kendi bölgendeki taşları önce bitirirsen, rakibinin bölgesindeki tüm taşları kendi hazinene taşır ve bu seti kazanırsın. Oyun tercihe göre 3 veya 5 set olarak oynanır. En fazla seti kazanan kişi oyunu kazanır,” dedi.
Çocuklar, Ahmet dede'nin anlattığı kuralları ve stratejileri dinledikten sonra, Ali ve Emre kendi aralarında bir oyun oynamaya karar verdiler. İlk başta bazı yanlışlar yaptılar, ama zamanla strateji geliştirdiler, dikkatlerini topladılar ve taşları doğru yerleştirmeyi öğrendiler. Her hamlelerinde, oyunun stratejik derinliğini ve zeka gerektirdiğini fark ettiler.
Oyun bitiminde, Ali ve Emre, sadece bir oyunun kazananını değil, aynı zamanda bu eski oyunun köyün tarihi ve kültürel mirasını nasıl taşıdığını da keşfetmiş oldular. Güleç Manqala, onlara yalnızca eğlenceli vakit geçirmeyi değil, aynı zamanda geçmişin bilgeliğini ve stratejik düşünmeyi de öğretti.
Köyün meydanında oyun oynayan çocuklar, Ahmet dede'nin dediği gibi, zeka ve strateji dolu bu oyunun tadını çıkarırken, eski zamanlardan gelen bu geleneği yaşatmanın keyfini yaşadılar. Her biri, bir gün kendi çocuklarına bu tarihi oyunu öğretmeyi hayal ediyordu.
Güvenli Alışveriş İmkanı
Ücretsiz Kargo İmkanı
Kapıda Ödeme İmkanı
Kolay Değişim İmkanı